13 Haziran 2021 Pazar

İki Nur Sahibi Hz Osman(ra) Hayatı

   


 Hz Osman(ra) Fil Hadisesinin hemen ardından Taif'de doğmuştur.  Babası Affan Kureyş'in en zenginlerinden olup, Cahiliye döneminde ölmüştür. Annesi Erva ise peygamberimizin hala kızıdır. Peygamber efendimizden(sav) 6 yaş küçüktür.576 ya da 577 de doğduğu düşünülür. Mekke'nin en önemli ticaret adamıdır. Hz Ebu Bekir(ra) nın teklifi ile müslüman olan Hz Osman(ra), ilk 10 müslümandan biridir. Amcası Hakem müslümanlığın ardından onu evinde bağlayıp kararından vazgeçinceye kadar tutsak etmiştir. Ama o bu duruma dik duruşuyla karşılık vermiş. Şiddetle karşı çıkmıştır. Kararından döndüremeyeceğini anlayan Hakem bu kararından vazgeçmiştir. Kısa bir süre peygamberimiz Hz Muhammed(sav) ın kızı Rukiyye(ra) ile evlenmiştir. İslamiyetin 5. yılında Habeşistan'a hanımıyla hicret etti. Bu dönemde doğan oğlu Abdullah erken yaşında iken vefat etti.Bu vefat onu derinden yaraladı.1 yıl sonrada Habeşistan'dan önce Mekke'ye ardından Medine'ye hicret etti.

    Bu dönemde muhacirlerin kalabilmesi için peygamberimizinde(sav) isteği üzerine bi arsa verildi.Bedir savaşına Rukiyye(ra) nın hastalandığından dolayı peygamberimizinde isteği üzerine katılmadı.Galibiyet haberini henüz yeni öğrenen Rukiyye(ra) bu haberin hemen ardından vefat etmiştir. Bu Hz Osman(ra) nın ikinci büyük yıkılışı olmuştur.Peygamberimiz daha sonra onu diğer kızı Ümmü Külsüm(ra) ile evlendirdi. Ama onunda vefatı çok süre geçmeden gerçekleşince Hz Osman(ra)'a peygamberimiz başka bir kızım olsa yine sana verirdim demiştir ve ona olan sevgisini göstermiştir.

    Hudeybiye Antlaşması için Peygamberimizin(sav)'ın elçisi olarak Mekke'ye gitmiştir. Mekkeli liderler ona istediği vakit Kabe yi ziyaret edebileceğini söyleselerde o peygamberimiz(sav) olmadan asla bunu kabul edemeyeceğini söyleyerek peygamberimize olan bağlılığını göstermiştir. Gelmesi geciktiğinde Medine de öldüğü ile ilgili haberlerin çıkması üzerine peygamberimiz(sav) o Allah ve resülünün emrini yerine getirmek için gitti diyerek savaşmak için müslümanlardan biat aldı. Hz Osman döndüğü vakitte Tebük Savaşı için ordu teçhizatı açısından olağanüstü yardımlarda bulunmuştur. Peygamberimizin(sav) vahiy katipliğini Hz Osman(ra), Hz Ebu Bekir(ra) döneminde bu görevine devam edip, Hz Ömer(ra) döneminde de halef olması için çalışanlardan olmuştur.

Hz Osman(ra) Kılıcı 

    Hz Ömer(ra) ağır yaralı olduğu için birinin kendi yerine halef olarak seçilmesi gerektiğini belirttiğinde, Abdurrahman b. Avf ında önerisiyle en çok isteyen kimse onun seçilmesine karar verilmiştir. 3 gün üst düzey tüm görevlilerle görüşülüp karar alışverişinde bulunulmuş ve bu 3 günün neticesinde hem Hz Ali(ra), hemde Hz Osman(ra) görevini layıkıyla yapacaklarına yemin etmişlerdir. Bu konunun içerisinde sünnete uyma,siyasetiiyi yönetme, müslüman birliği,Allah'ın kitabına ve emirlerine uyma gibi konular vardır. Bu görüşmelerin ardından bu iki önemli kişiden Hz Osman(ra) halife olarak Hz Ömer(ra) nın yerine seçilmiştir. Hz Ali(ra) müslüman birliğinin olması açısından bu duruma karşı çıkmamış ve türlü fenalığa mahal vermemek amacıyla onun halifeliğine biat etmiştir.

       Hz Osman(ra) halifeliğinde Müslüman toprakların İran'daki ilerleyişleri devam etmiştir.Ve halifeliği yaklaşık 12 sene sürmüştür. Sasanilerin son hükümdarlarının da öldürülmesi ile tüm İran toprakları bu dönemde müslüman toprağı olmuştur.Bugünkü Afganistan,Azerbeycan,Dağıstan,Gürcistan bu dönem içerisinde fetih edilmiştir.

    İlerleyen dönemde gene Kuzey Afrika'da,İskenderiye'de,bugünkü Tunus'ta ve Sudan'da önemli zaferler elde edilmiştir.

    O dönem daha sonradan da halife olacak olan Muaviye, Suriye valisi idi. Kıbrıs'ı onun girişimleri ve Hz Osman(ra) nın da kabulü üzerine vergiye bağlamışlardır. Daha sonra bu ada fethedilerek buraya 12.000 müslüman asker yerleştirilmiştir. Bizans'a karşı denizde yapılan savaş neticesinde Bizans'ın Akdeniz'deki varlığı da sona erdirilmiştir.

    Hz Osman(ra) nın dönemi refah ve fitne dönemi diye ikiye ayrılır. Şimdi fitnenin başladığı döneme geçiş yapıyoruz. Hz Osman(ra) bilindiği üzere Hz Ömer(ra) ya göre çok daha yumuşak karakterli ve daha çok sevilen ve su kuyuları gibi daha fazla yardımı dokunmuş bir kimsedir. Hz Osman(ra) nın öldürülme hikayesi sabittir ama detayları kişilerden kişilere ne yazık ki değişmektedir. Bu konuyla ilgili net bir anlatım yoktur. Öldürülmesinin ardından yaşanan Cemel ve Sıffin Savaşı da onun öldürülmesi sonucu çıkmış olan ve müslümanı müslümana kırdıran üzücü hadiseler olarak tarih sayfalarında yer almıştır. Fitneyle ilgili çeşitli hikayeler anlatılsa da bununla ilgili en akla yatkın geleni müslümanların içerisine sızarak bölme amacıyla hareket eden İbn Sebe ile alakalı olan hikayedir. Çünkü Hz Ali(ra) de, Hz Osman(ra) da diğer anlatımlardaki karakterlere uygun kişiler değillerdir. Bu hadis kaynaklarında peygamber efendimizin onlarla ilgili söylediği güzel cümlelerle sabittir. Ayrıca cennetle müjdelenen 10 sahabeden olduklarını da hatırlatmakta fayda var.

    Kısaca öldürülme konusunu süzgeçten geçirerek özetleyecek olursak: Hz Osman (ra) döneminde bazı valilerle ilgili ciddi şikayetler vardır. Bu valilerin yönetme biçimi müslümanları rahatsız etmekte ve Hz Osman(ra) ya yapılan şikayetlerde bu konuyla ilgili hiçbir şey yapmadığı görülmektedir. Ayrıca 2.bir gerçekte şudur ki: Hz Osman(ra) ciddi bazı pozisyonlara kendi akrabalarını yerleştirmektedir. Liyakatsız geldiklerini ve işini layıkıyla yapmadıklarını düşünen kesim yadsınamayacak derecede çoktur. Bunlara verilecek örnekler çoktur. Anne bir kardeşi Velid,akrabası Said, sütkardeşi Abdullah, dayı oğlu Abdullah, amca oğlu Mervan önemli pozisyona getirdiği akrabalarından bazılarıdır. Bu yapılan uygulama Hz Osman(ra) nın kabilecilik, akrabacılık yaptığı ile ilgili ortaya birçok lafın atılmasına mahal verdi.

    Vali Velid'in içki içtiğini tuttukları şahitlerle ispat edip, onu görevden aldırmıştır. Ama bu konuyla ilgili iftira durumu da unutulmamalıdır ki söz konusudur, çünkü şikayet edenler ona cinayet konusunda düşmanlık besleyen bir akraba grubudur. Yerine gelen Said ise Kureyşlilik ile ilgili konuşmasından dolayı gene aynı şekilde kabileciliği körüklüyor denilerek hedef gösterilmiştir. Bu kışkırtma olayında kışkırtmayı gerçekleştiren grup Hz Osman(ra) nın isteği üzerine Muaviye nin yanına sürgüne gönderildi. Halifeden kısa süre sonra izin alarak geri döndüler ama bu dönüşleri onların fitne alevine daha da azgın hala getirdi.

    Bu dönemde iki önemli muhalefet kişisi ortaya çıktı. Biri Hz Ali(ra) yanında büyüyen Muhammed(Hz Ebu Bekir(ra) oğlu), ikincisi de Hz Osman(ra) tarafından valilik alamadığı için ona kin besleyen Ebu Huzeyfe nin oğlu Muhammed dir Bu dönemde Abdullah bin Sebe tarafından yönlendirilen muhalif gruplar, Hz Osman(ra) nın ve valilerinin işlerini layıkıyla yapmadıklarını ve dini kuralları çiğnediği ile alakalı konuşmalar yaparak halkı galyana getirmekteydi. Abdullah bin Sebe halkın karşısına çıkıp okuduğu mektupların devamında halifeliğe geçmesi gereken kişinin Hz Ali (ra) olması gerektiğini söylüyordu.

    Diğer önemli bir konuda şuydu: Hz Osman(ra), halifeliğinde Hz Muhammed(sav) ın Taif'e sürgüne yolladığı amcası Hakem'i geri çağırmasıdır. Ayrıca diğer önemli bir hususta peygamberimizin mührünü su kuyusuna düşürmesi sonucunda halk, bu olayın rast gelme sonucu olan bir olay değil, ilahi bir mesaj olduğunu ve bu görevinde istenmediğinin bir işareti olduğunu belirtmektedirler.    

Hz Osman'a nispet edilen mushaftan bir sayfa


    Dedikoduların devam ettiği esnada valilerini Medine'ye çağırmış ve onlarla bir konuşma yapmıştır. Valilere her şeyi Kuran ve sünnete uygun olarak itidal içinde yapmalarını emir edip onları huzurundan göndermiştir. Muaviye bu dönem içinde Medine'ye asker isterse yollayabileceğini ve korunması gerektiğini söylese de o Medine halkının ona yanlış bir şey yapabileceğini düşünmemiş ve onların rahatsız olmaması için asker teklifini de redetmiştir.

    Vali Said'i tutsak eden muhalifler onun görevden alınmasını sağladı. Bu kabul aslında onların daha da güçlenmesini sağladı. Çeşitli önemli sahabelerin isimlerini kullanarak yalan mektuplar göndererek halkı kışkırtmaya devam ettiler. Gene bu konunun için İbn Sebe nin adı geçmektedir.

    Şikayet için bir heyet Medine'ye geldi. Heyetle görüşme olumlu geçti ve Hz Osman(ra) kendi bazı hatalarını bu görüşmede kabul etti. Bu dönem içinde Mısır'dan hac amacıyla 1000 kişilik 3 büyük grup gelmiş ve Hz Osman(ra) la görüşmek istemişlerdir. Sahabelerin önde gelen isimleri bu görüşmeyi reddetmişlerdir. Hz Ali(ra) ise oğlu Hz Hasan(ra) ya haber yollaması için Hz Osman(ra) nın yanına yollamıştır. Ebu Bekir(ra) nın oğlu Muhammed de ne yazık ki bu grubun içerisindedir.

    Grup geri gittiği esnada ölüm emri verilen bir mektubun olduğu ve mektubun altında Hz Osman(ra) nın mührünün bulunduğu bir yazı ile beraber geri döndüler ve Hz Osman(ra) nın evini kuşattılar. Bu mektubu Mervan ın yazdığı ile ilgili de rivayetler vardır.

    Bu dönem içerisinde suların herkes tarafından içilmesini sağlayan ve su kuyularını tüm müslümanlar için peygamberimiz(sav) ın ricası üzerine satın alan Hz Osman(ra) bu asiler susuz bırakmıştır. İmamlık yapması hariç evden dışarı çıkmasına izin vermemişlerdir. İlerleyen dönemlerde çok güzel bir konuşma yapan Hz Osman(ra), halkı yatıştırdı ama ilerleyen zamanlarda çok önemli başarılar elde edecek de olan Mervan halkı tekrar alevlendirdi. Bu dönemde hadis kaynaklarında geçen hadiseye göre peygamberimizi rüyasında gören Hz Osman(ra) yarın seninle beraber iftar edeceğiz demesi üzerine ve müslümanların kanının akmamasını istemesi üzerine güçlü de olsalar kesinlikle Medine halkının kılıçlanmasını istememiştir. Bir nevi ölümü beklemiştir.

    

Kanın düştüğü ayette 'Onlara karşı Allah yeter' yazmaktadır.

    Evini yakan asiler Hz Osman(ra) yı Kuran okuduğu bir esnada öldürmüşlerdir. Öldüğünde 82 yaşındadır. Cenazesi 3 gün sonra gömülmüştür ve Muaviye nin halifeliği döneminde etrafı Cennetül Baki'ye devredilerek, etrafı çevirilerek mezar haline getirilmiştir.


        Bazı uzman görüşler İbn Sebe olmasaydı bu durumların olmayacağı görüşündedir.Hz Osman(ra) nın en büyük özelliği peygamberimizin de hadislerde belirttiği haya özelliğidir. Tirmizı de ise peygamberimiz onunla ilgili benim refikim olarak bahseder. Ayrıca hac menasiki konusunda en bilgili sahabe olduğu söylenir.Peygamberimiz(sav) hayatta iken Kuran ı ezberleyen ve fetva veren sayılı isimlerdendir.    

4 yorum:

  1. Ellerinize yüreğinize sağlık...Başarılı ve doyurucu bir yazı...

    YanıtlaSil
  2. Duymuştum bu hikayeyi ama okuyunca daha bir gözümde canlandı bilgi sahibi oldum. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Merhaba hesabımın adı @jldexw
    Bi dünya kitap grubu adlı gruba katılmak istiyorum. Benimle iletişime geçebilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni üye olduğum için 1k hesabımdan iletişim kuramıyorum

      Sil