Ana içeriğe atla

Bulet Uzuner - Uzun Beyaz Bulut Gelibolu İncelemem

Buket Uzuner kimdir? Romancı, hikâyeci ve gezi yazarı. Çevre bilimci. Feminist, hayvan ve çevre hakları savunucusu. Eserleri 10 dile çevirilmiştir.

Buket Uzuner, Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. Kuruluş yılında Türkiye üniversiteleri, basını, meslek kuruluşları ve 81 ilin valiliklerinden oluşturulan jürinin oylarıyla ‘Cumhuriyetin 75 Başarılı Kadını’ndan biri olarak seçilmiştir.

İklim değişikliği”- çevre sorunlarını ele aldığı ve Türk Mitolojisi’nden fantastik ögeler kullandığı ‘TABİAT DÖRTLEMESİ’ romanları “Su”, “Toprak”, “Hava” ve “Ateş” yayınlanmaya devam etmektedir.

Kitaplarını biz okuyan okurlar onun iyi çevre, kadın ve hayvan hakları savucusu olduğunu net bir şekilde anlayabilir.

Edebiyat dünyasına girmesini sağlayan kişi Bilgi Yayınlarında o dönemde hayatta olan ve editörlük yapan Atilla İlhan'dır.

Kitapları, 1992'den itibaren Türkiye'de ulusal en iyi satış listelerinde yer almıştır. Kumral Ada Mavi Tuna adlı romanı en çok okunan eserlerindendir.

Kitaba gelecek olursak; öncelikle Gelibolu bölgesini onlarca kez gezdim. O bölgeyi gezmeye bayılıyorum. Sanki atalarımızın izlerine, bizim için yaptıklarına her seferinde tanık olabiliyorum. O manevi hava Türkiye'de bence bu bölgeden daha iyi hiçbir yerde hissedilmez. Atalarımızın hepsinin ruhları bundan vesile şad olsun.

Kitap öncelikle hızlı okunan(ben işlerimden dolayı okuyamasam da), akıcı bir dili olan ve gizem unsurunu kitabın sonuna kadar koruyan kaliteli bir kurgu tarih kitabı. Zaten çok satan ve çok takdir edilen, olumlu geri dönüşleri yani fazla olan bir eser. O nedenle hiç sıkılmadan okudum.

Kitapta Çanakkale savaşında dedesini kaybeden Yeni Zelandalı bir kadın ile Çanakkale kahramanı birinin kızı olan bir Türk ninenin gizem dolu hikayesine tanıklık ediyoruz. Yeni Zelanda kültürü ile ilgili Buket Hanım dersine çalışmış. Bizi de bilgilendirdi, kitaba olan gerçekçi havayı da hiç kaybettirmedi. Özellikle mektuplarda Yeni Zelandalılara yani savaş dönemi için bahsedersek Anzaklara bakış açısını diğer dünya devi ülkelerin iyi gördük.

Ali Osman Bey bir Osmanlı teğmeni. Anzak Er Alistair John Taylor ise yine bizim Yeni Zelandalı kızımızın aradığı bir asker. İki ülkenin bu iki askeri mükemmel bir mesaj veriyor bu kitapta.

Eceyaylası köyü kurgu bir köydür. Bizim Yeni Zelandalı kızımız bu kurgu köye gelir ve büyük bir Türk Gazisinin aslında Anzak olduğu ve onun dedesi olduğunu söyler.

Uzun, Bulut bizim savaş kahramanımızın oğullarının, Beyaz ise onun kızının adıdır. Beyaz babasına çok bağlıdır, evlenmemiştir. Köyde meydana gelen yangından sonra hiç dışarıya çıkmamıştır. Uzun Beyaz Bulut yani Yeni Zelanda.

Gazi Alican Çavuş’un kızı olan Beyaz ile bizim Yeni Zelandalı kız bir şekilde yanyana geliyor. Bu kızın adı bu arada Victoria. O evin içerisinden müthiş bir gizem çıkıyor.

Özellikle Anzak erinin yazdığı mektuplar çok başarılı idi. O kurguya bayıldım. Savaşın iç yüzü ve dönem bilgileri tatmin edici idi.

Yer yer ben zaten anlamıştım diyeceğiniz, yer yer de dedektiflik süreceğiniz bir kitap Gelibolu. Epik, lirik ve derinliği olan bir kitap. Edebi yönden çok tatmin edici değil. Ama belirttiğim gibi fazlaca akıcı.

Buket Uzuner, Çanakkale'yi kafasında takıntı yapmış. Yazmasam olmaz demiş. Bu tüm Türk gençleri için de tabii böyle olmalı. Ama bu kitabın yazım süreci ile alakalı olarak bunları kendisi söylüyor. Yine hem Anzak, hem de Türk askerlerin mektuplarını okumuş Buket Hanım.

Can Dündar'in yaptığı Gelibolu’nun İki Yakası adlı belgeselin yazım sürecinde çok fayda sağladığını da yine yazarımız belirtiyor. 4 buçuk senede hem gezi olarak, hem de okumalar yaparak bu kitaba hazırlandığını da yine biliyoruz. Bu da şu demek; ciddi emek verilen işler güzel neticeler doğuruyor. Milliyetçilik ve emperyalizm ile alakalı olarak da yine kitapta birçok mesaj vardır.

Kitapta tarihin birleştirici gücünü de acımasızlığını da görebilirsiniz. Keyifli bir okuma serüveni idi.

Buket Uzuner'in bir ropörtajında sorduğu soruyu size sorarak incelememe son vermek istiyorum: "Aynı adam aynı savaşta iki düşman ülkede kahraman olabilir mi? Olamaz, değil mi? Peki ya olursa…"

Kitaba puanım 9.

Yorumlar

  1. Hem buram buram tarih, hemde buram buram genel kültür kokan bir kitap ..Psikolojik tespitlerde eşantiyon 👏👏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ali Bektaş ve Gün Yüzü kitabı incelemem

Ali Bektaş, bence edebiyat dünyasının gerçek bir neferi. Kendisi ile bilen iyi bilir ki güzel bir dostluğumuz ve bidünyakitap çatısı altında da ortak bir çalışma alanımız var. İncelemeyi şunu belirtmeliyim ki; ne yazar, ne de kitap bazında objektif düşünce dışında yazmayacağım, bunu incelemeyi okuyan okur dostlarımın bilmesini her şeyden evvel rica ederim. Kitap yazmanın değil, basmanın bile zor olduğu bir dönemde yayınevi açarak bence büyük bir cesaret önderi olarak da ben Ali Bektaş'ı hep yorumlamışımdır. Kitap dünyasına girenler aslında nahif olması gereken bu dünyada çok fazla torpil vs döndüğünü de bence iyi bilir. Benim istediğim oranda kitabın basılır, benim organize edeceğim sadece etkinliklere katılabilirsin, benim istediğim sene dolmadan başka yayınevine geçemessin, ikinci baskı problemleri, editöryel, kapak tasarımı ile ilgili problemler, baskıda kalitesizlikler, ilgisiz yayınevleri vs vs. Saymakla bitmez. Bu dünyanın kitap grubu kurduktan sonra bende çok merkezine oturm...

Ahmet Ümit - Yırtıcı Kuşlar Zamanı İncelemem

Ahmet Ümit'i artık herkes çok iyi tanıyor, o nedenle uzun uzun onu anlatmayacağım. Polisiye denilince bence açık ara ülke edebiyatımızın yetiştirdiği en önemli isim. Bu kitapta da bu kalitesini yine tatmin edici ölçüde ortaya koymuş. Daha önce Ahmet Ümit'in 2 kitabını okumuştum. Bunlar Kayıp Tanrılar Ülkesi ve Patasana kitapları idi. Bu iki kitabı daha çok sevdim. Bu kesin. Hatta kendimce doğal olarak Ahmet Ümit polisiyesi birbirine çok benzeyen iki kitap olduğu için yani tarihi ögelerin olduğu bir kurgu olduğundan dolayı bu şekilde hep sanırım yazıyor diye bende bir düşünce oluşmuştu. O iki kitapta ana kahramanlar Başkomiser Nevzat değildi. Nevzat, sonradan kitabın bir noktasında ortaya çıkan bir karakterdi. Ama bu kitapta kitap baştan sonra Nevzat'ın zihninin etrafında dönerek ve onun ben diliyle anlatmalarıyla şekillenerek ilerliyor. Benim okuduğum kitaplardan farkı sanırım bu ve tarihi ögeler idi. Ahmet Ümit'in mitoloji sevgisini ve merakını onu tanıyan ve kitapları...

Agatha Christie - Acı Kahve İncelemem

Acı Kahve aslında Agatha Christie'nin bir oyunudur. 1930 senesinde yazılmış ve sahnede uzun yıllar bu oyun oynanmıştır. Bu Agatha'nın ikinci büyük yükselişidir. Aynı zamanda da ilk yazdığı oyun senaryosudur. Roman versiyonu orijinal metin değildir. Yani okuduğumuz bu kitap Agatha'ya ait bir fikirdir. Cümleler ona ait değildir. Romanlaştırma, Avustralya doğumlu yazar ve klasik müzik eleştirmeni Charles Osborne tarafından yapılmıştır. Kısaca konusu şudur: Bir bilim adamı olan Sir Claud Amory atom patlayıcısı için bir formül geliştirmektedir ama bu formul çalınır. Tabii ki bu hırsızlığı çözecek kişi Agatha'nın her kitapta neredeyse olan Hercule Pairot'tan başkası değildir. Ev halkı şunlardan oluşuyor: Claud'un kız kardeşi Caroline, yeğeni Barbara, oğlu Richard, Richard'ın İtalyan karısı Lucia, sekreteri Edward Raynor ve Lucia'nın eski arkadaşı Dr. Carelli. Burada güzel bir oyun oynanır. Bir kahve siparişi edildiği esnada, Claud bu formülü çalan kişinin ışık...