Ana içeriğe atla

Marlo Morgan - Bir Çift Yürek İncelemem

Marlo Morgan, biyokimya ve ilaçlar konusunda kendini geliştiren biriyken 25 yıllık mesleğini bir anda yazarlık kariyerine odaklanmak amacıyla bırakır. Tıpla alakalı işinden istifa eden Morgan sadece ve sadece 2 kitap yazar. Bu kitaplardan ilki şu anda da incelemesini yaptığım Bir Çift Yürek isimli kitaptır. Diğeri de yine Aborjinlerin Hayatlarına odaklanan Sonsuzluğum Mesajı kitabıdır.

İki kitapta da Aborjinlerle ilgili bilgiler var ama fazla yanlışı olduğunu Aborjinler belirtiyor. Aborjinler bu iki kitabı da sevmedi ve hatta ciddi anlamda tepkiler de gösterdiler. Bir Çift Yürek kitabının yüksek bütçeli ve önemli oyunların da rol alacağı filmini protestolar sonucunda çekim aşamasına geçemeden engellemeyi başardılar ve kitabın girişine de bu kitapta anlatılan konular ve olaylar hayal üründür notu düşüldü, daha doğrusu düşürtüldü.


Kitabın hakları tam 1.7 milyon dolara satılmıştır. Kitap yazma serüveni belki çok yüksek gelir elde ettiğinden, belki de protestolardan sıkıldığındandır bilinmez erken sona ermiştir.

Diğer kitabıyla ilgili de yine benzer sorunlar yaşamıştır. Peki bu Aborjinler kimdir? Aborjinler, Avustralya yerlilerine verilen isimdir. Aynı Kızılderililer gibi yani. Hala 500 bine yakın Aborjinin olduğu varsayılıyor. Galler, Tazmanya, Avustralya, Amerika onların yaşadığı bazı ülkelerdir.

Şimdi bu önemli kitabın incelemesine geçelim: Kitaptaki yazar kendisine ana karakter olarak bir yer bulmuştur. Otobiyografik birçok öge vardır. Hatta bizzat kendisidir de diyebiliriz. Hayali bir anı yazara güya bu kitabı yazdırmıştır. Ana karakter Marlo Morgan 4 ay boyunca Aborjinlerle bir yolculuğa çıkar. Bitki, hayvan, kültür vs derken bu insanların 50 bin yıllık geçmişlerine bir anda dalıverir ve bizi de içine çekiverir.

Aborjinler neden bu kitaptan bu kadar rahatsız olmuş bilemiyorum ama yazarımıza yani kitaptaki ana karaktere bu yolculukta bir arayışa sokarlar ve birçok şeyi öğretirler. Bu arayış yolculuğu şefkat, alçak gönüllülük, merhamet, samimiyet, sevgi, saygı, ortak değer gibi birçok konuda farkındalık oluşturur.


Kitaptan belki de rahatsız olmalarının nedenler ilkellik, teknolojik geri kalmışlık, belirgin cahillik gibi nedenler aşikar görünüyor olması olabilir, bilemiyorum.

Ana karakterin yeniden başlamak için para ve üzerindeki elbiseler dahil tüm geçmişini yakılıyor oluşu sahnesi mesaj çıkarmak adına bence güzel ve özel bir sahneydi. Yine insanların birbirine olan saygısı ve sevgisi, samimiyetlerini görmek, materyalistlikten uzak hayatlarını yakından tanımak, doğaya olan saygılarını fark etmek, konuşmadan kurdukları iletişimi görmek, olumuz duygu ve düşüncelerden uzak yaşamak gibi birçok olumlu mesaj çıkarırdık yazarla ve kitaptaki ana karakterle birlikte bizlerde.


Yine kitapta İngilizce bilen ve iletişimi bu halkla sağlayan karakterin oluşu da kitabı kusursuz hale getiren bir diğer mevzu olmuş. Oata bu açıdan çok yerinde bir karakterdi.

Bir başka mevzu kitaptaki tıp doktoru yazar olan kişiyi mutant yani dönüşen, kendilerini de "Gerçek İnsanlar" olarak görmeleri mevzusu idi. Biz belki oraya gitsek biz de onları bunlar nasıl insanlar diye görürüz ama iyice okuyup kitabı anladığımızda kitaptaki o mutantların bizler olduğu anlarız. Çünkü insanları hayvanlardan ayıran birçok özellikten yavaş yavaş uzaklaşmaya başladık. Duygular kayboldukça, niyetler, samimiyet yok oldukça bu materyalist düzende bizlerde birer mutant olduk.

Bize şunu söyler kitap, önemli olan şey gelişmişlik, teknoloji, sanayileşme değildir, önemli olan şey temiz yürektir, iyi niyettir: Bizim farkımız işte böyle anlaşılır ve ortaya çıkar der kitap bittikten sonra bizlere.

Kitabın adını görünce aşk kitabı sandım ama romantizmle, aşka ilgisi yoktu. Bu kitaptaki yürek o herkeste olmasını arzu ettiğimiz o merhametli yürek. "Çift Yürek" ise iki kültür yapısını da anladı diye kabile reisi Kara Kuğu'ya verilen yeni bir ünvandır.


Kitap vermek istediğini net bir şekilde verdi ve bende uyananlar beni fazlası ile tatmin etti.

Kitaba puanım 9.

Yorumlar

  1. "Çünkü insanları hayvanlardan ayıran birçok özellikten yavaş yavaş uzaklaşmaya başladık." yorumuna hayran kaldım Emre Hocam her zamanki gibi. Yıllar önce okuduğum bir eserdi, sayende anımsamak çok güzeldi. İnsan olmanın ulaşılabilecek en yüksek idealdir. Teşekkürler kalemine sağlık hocam.📖✍👌

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ali Bektaş ve Gün Yüzü kitabı incelemem

Ali Bektaş, bence edebiyat dünyasının gerçek bir neferi. Kendisi ile bilen iyi bilir ki güzel bir dostluğumuz ve bidünyakitap çatısı altında da ortak bir çalışma alanımız var. İncelemeyi şunu belirtmeliyim ki; ne yazar, ne de kitap bazında objektif düşünce dışında yazmayacağım, bunu incelemeyi okuyan okur dostlarımın bilmesini her şeyden evvel rica ederim. Kitap yazmanın değil, basmanın bile zor olduğu bir dönemde yayınevi açarak bence büyük bir cesaret önderi olarak da ben Ali Bektaş'ı hep yorumlamışımdır. Kitap dünyasına girenler aslında nahif olması gereken bu dünyada çok fazla torpil vs döndüğünü de bence iyi bilir. Benim istediğim oranda kitabın basılır, benim organize edeceğim sadece etkinliklere katılabilirsin, benim istediğim sene dolmadan başka yayınevine geçemessin, ikinci baskı problemleri, editöryel, kapak tasarımı ile ilgili problemler, baskıda kalitesizlikler, ilgisiz yayınevleri vs vs. Saymakla bitmez. Bu dünyanın kitap grubu kurduktan sonra bende çok merkezine oturm...

Ahmet Ümit - Yırtıcı Kuşlar Zamanı İncelemem

Ahmet Ümit'i artık herkes çok iyi tanıyor, o nedenle uzun uzun onu anlatmayacağım. Polisiye denilince bence açık ara ülke edebiyatımızın yetiştirdiği en önemli isim. Bu kitapta da bu kalitesini yine tatmin edici ölçüde ortaya koymuş. Daha önce Ahmet Ümit'in 2 kitabını okumuştum. Bunlar Kayıp Tanrılar Ülkesi ve Patasana kitapları idi. Bu iki kitabı daha çok sevdim. Bu kesin. Hatta kendimce doğal olarak Ahmet Ümit polisiyesi birbirine çok benzeyen iki kitap olduğu için yani tarihi ögelerin olduğu bir kurgu olduğundan dolayı bu şekilde hep sanırım yazıyor diye bende bir düşünce oluşmuştu. O iki kitapta ana kahramanlar Başkomiser Nevzat değildi. Nevzat, sonradan kitabın bir noktasında ortaya çıkan bir karakterdi. Ama bu kitapta kitap baştan sonra Nevzat'ın zihninin etrafında dönerek ve onun ben diliyle anlatmalarıyla şekillenerek ilerliyor. Benim okuduğum kitaplardan farkı sanırım bu ve tarihi ögeler idi. Ahmet Ümit'in mitoloji sevgisini ve merakını onu tanıyan ve kitapları...

Agatha Christie - Acı Kahve İncelemem

Acı Kahve aslında Agatha Christie'nin bir oyunudur. 1930 senesinde yazılmış ve sahnede uzun yıllar bu oyun oynanmıştır. Bu Agatha'nın ikinci büyük yükselişidir. Aynı zamanda da ilk yazdığı oyun senaryosudur. Roman versiyonu orijinal metin değildir. Yani okuduğumuz bu kitap Agatha'ya ait bir fikirdir. Cümleler ona ait değildir. Romanlaştırma, Avustralya doğumlu yazar ve klasik müzik eleştirmeni Charles Osborne tarafından yapılmıştır. Kısaca konusu şudur: Bir bilim adamı olan Sir Claud Amory atom patlayıcısı için bir formül geliştirmektedir ama bu formul çalınır. Tabii ki bu hırsızlığı çözecek kişi Agatha'nın her kitapta neredeyse olan Hercule Pairot'tan başkası değildir. Ev halkı şunlardan oluşuyor: Claud'un kız kardeşi Caroline, yeğeni Barbara, oğlu Richard, Richard'ın İtalyan karısı Lucia, sekreteri Edward Raynor ve Lucia'nın eski arkadaşı Dr. Carelli. Burada güzel bir oyun oynanır. Bir kahve siparişi edildiği esnada, Claud bu formülü çalan kişinin ışık...