Ana içeriğe atla

Pierre Franckh - Rezonans Kanunu incelemem

Pierre Franckh, sadece bir yazar değil, aynı zamanda bir aktör, seslendirme sanatçısı,yönetmen ve girişimcidir. 10 yaşında oyunculuğa başlamıştır. Tiyatrolarda da bu oyunculuk tecrüberini geliştirmiştir. 350 den fazla yapıtta yer almıştır. Televizyon şovlarında sunuculuk yapmıştır ve bir bilgi yarışmasındaki sunuculuk deneyimi tamı tamına 3 sene yayında kalarak dönemin en önemli başarısını elde etmiştir. Önemli ödüllü dizi ve filmlerde rol almıştır.

Talking Stick Film Productions'ı Nisan 1998'de eşi Michaela Merten ile kurmuş, burada dizi, film yapımları yaparak yazı ve yönetmenlik yeteneğini de görmüştür. Michaela hanımla bu arada tanıştım, dünyalar tatlısı bir insan, kocasına olan saygısı ve ilişkilerinin enerjisine hayran olmuştum. Sosyal medyadaki videolarını izleyenlerden birisi olarak bunlar mutluluğu bulmuş, ne derlerse yapalım demekten kendimi de alamamıştım.


Rezonans Kanunu kitabı, evrende her şeyin titreşimsel enerji frekanslarından oluştuğu fikrinden yola çıkarak, insanların duygu ve düşüncelerinin bu titreşimlerle evrenle rezonansa girdiğini savunur. Kitabın merkezinde yer alan görüş, benzer benzeri çeker ilkesiyle şekillenir. Kısaca çekim yasası. Olumlu düşünce ve yüksek duygusal titreşim alanları, olumlu deneyimleri hayatımıza çekerken; olumsuz düşünceler, düşük frekanslı alanlar yaratarak negatif sonuçları kendine çağırır. Bu toplumumuzda biliyorsunuz aman evladım kötüyü anma, güzel insanlarla dost ol, çevrendeki 10 kişinin ortalamasısın şeklinde geri dönüş sağlamış durumda ama Franckh bunu ciddi ciddi kafaya takmış. Benzerin benzeri çekme konusu benim kafama yatmıyor. Madem çekiyorsa bu 250 bin tane yılda ayrılan evli çift ne oluyor. Ya da kavga, hakaret, aşağılama, şiddet diye şeyler neden bu kadar aile içi olaylarında arttı. Neyse diğer kısıma geçeyim.

Franckh’a göre bu süreçte en kilit rol kalbe ait. Kalbin elektromanyetik alanının beyninkinden 5.000 kat daha güçlü olduğunu öne sürerek, kalbin gerçek inanç ile gönderdiği enerji sinyallerinin, zihinsel düzeydeki olumlamalardan daha güçlü bir çekim etkisi oluşturduğunu iddia eder. Kalbin yaydığı enerji, sadece kişiyi değil çevresini de dönüştürebilir. Bu kısım mesela çok daha mantıklı ve kafaya yatıcı. İyi düşün, iyi olsun mevzusu yani. Sen gönlünü güzel tut, olacak olan elbet olur. Hem huzur verici, hem daha az yaralayıcı.


Kitapta rezonans alanının güçlendirilmesi için birçok pratik sunulmaktadır. Ayrıca düşünce gücünün yalnızca kişinin kendi DNA’sını değil, diğer insanların DNA’sını da etkileyebileceği öne sürülür. Bu fikir, hiperuzay ve zaman-mekân dışı etkileşim gibi kavramlarla destekleyerek düşüncesini kanıtlamaya çalıştığı söyleyebiliriz. Ben bunun da gerçek hayatta çok uygulanabilir olduğunu düşünmüyorum. İnsanın altyapısında olumlamaların olacağı ama bu olumlamanın başka insanların etkisi veya gücüyle olduğunu düşünmüyorum. Reel hayatta yine bu düşünceyi bağdaştıramadım.

Kitabı bilimsel olarak değerlendirmenin saçma olduğunu düşünmekle birlikte kişisel gelişim kitapları zırvalıklarının da üstünde bir kitap olduğunu söylemekte fayda görüyorum. Kitap psikolojik değerlerdirme ile yorumlama yapmanın sizi zorlayacağı ve okuma keyfi sundurmayacağı bir yapıda. Yarı spiritüel, yarı bilimsel denilmek belki doğru olabilir. Bilimsel konulara hakimiyeti başarılı ve bunu okurlara sunma şekli de tatmin edici. Akıcı bir kitap. Sonuna kadar okunulacak bir eser. Boş kişisel gelişim kitaplarından değil. Önemli filozofların ve duygusal bazı örneklerin varlığı okuma keyfini arttırıyor. Birçok alıntının da çıkmasını sağlıyor.


Her şeyden evvel kitabın niyeti iyi. Sizi bittikten sonra kaldığınız yerin bir adım önüne koyar. Ama kimi kişilerin bahsettiği gibi hayatınızı değiştierecek o kitap değil. Motivasyon ve umut verici yanı tatmin edici.

Kitap felsefi açıdan bence reel dünyaya uzak bir tarafta. Kötülük, olumsuzluklar, hastalık, ölüm, maddi sorunlar gibi reel gerçekler sanki frekans eksikliği nedeni gibi. Yine araştırmaların gösterdiği bir bilimsel doğru da kalbin manyetiğinin düşünce ile temas halinde olmaması gerçeği. DNA’nın %90’ının işe yaramaz olduğu ve yalnızca “iletişim için” kullanıldığı gibi ifadeler, genetik bilimiyle çelişmektedir. Kuantum fiziğine yapılan atıflar da bilimsel açıklama olmaktan ziyade spiritüel romantizmi desteklemek amacıyla kullanılmıştır. Transaksiyonel yorum gibi kuantum teoriler, insan düşüncelerinin evrene doğrudan etki ettiği iddiasını doğrulamaz.


Kısaca kitabın bilimsel, genetik, felsefi kısımları zayıf. Edebi tarafı ve olumlamaları tatmin edici. Kişisel gelişimin üstünde bir eser, ancak üst bir sekment kitap olmadığı da aşikardır. İçsel yolculuk sevenler kesinlikle okumalı. Kitap, gerçekliği değiştirmekten çok, ona nasıl bakacağınızı belirleyen bir algı sunuyor. Ancak hayatındaki mevzuları rezonansa bağlamak da uzun vadede bir sağlıksız netice çıkarabilir. Sorgu mekanizması olan bireylerin okuması gerektiğini ve alması gereken olumlu kısımları alıp kenara çekilmesini isterim.

Kitaba puanım 7.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ali Bektaş ve Gün Yüzü kitabı incelemem

Ali Bektaş, bence edebiyat dünyasının gerçek bir neferi. Kendisi ile bilen iyi bilir ki güzel bir dostluğumuz ve bidünyakitap çatısı altında da ortak bir çalışma alanımız var. İncelemeyi şunu belirtmeliyim ki; ne yazar, ne de kitap bazında objektif düşünce dışında yazmayacağım, bunu incelemeyi okuyan okur dostlarımın bilmesini her şeyden evvel rica ederim. Kitap yazmanın değil, basmanın bile zor olduğu bir dönemde yayınevi açarak bence büyük bir cesaret önderi olarak da ben Ali Bektaş'ı hep yorumlamışımdır. Kitap dünyasına girenler aslında nahif olması gereken bu dünyada çok fazla torpil vs döndüğünü de bence iyi bilir. Benim istediğim oranda kitabın basılır, benim organize edeceğim sadece etkinliklere katılabilirsin, benim istediğim sene dolmadan başka yayınevine geçemessin, ikinci baskı problemleri, editöryel, kapak tasarımı ile ilgili problemler, baskıda kalitesizlikler, ilgisiz yayınevleri vs vs. Saymakla bitmez. Bu dünyanın kitap grubu kurduktan sonra bende çok merkezine oturm...

Ahmet Ümit - Yırtıcı Kuşlar Zamanı İncelemem

Ahmet Ümit'i artık herkes çok iyi tanıyor, o nedenle uzun uzun onu anlatmayacağım. Polisiye denilince bence açık ara ülke edebiyatımızın yetiştirdiği en önemli isim. Bu kitapta da bu kalitesini yine tatmin edici ölçüde ortaya koymuş. Daha önce Ahmet Ümit'in 2 kitabını okumuştum. Bunlar Kayıp Tanrılar Ülkesi ve Patasana kitapları idi. Bu iki kitabı daha çok sevdim. Bu kesin. Hatta kendimce doğal olarak Ahmet Ümit polisiyesi birbirine çok benzeyen iki kitap olduğu için yani tarihi ögelerin olduğu bir kurgu olduğundan dolayı bu şekilde hep sanırım yazıyor diye bende bir düşünce oluşmuştu. O iki kitapta ana kahramanlar Başkomiser Nevzat değildi. Nevzat, sonradan kitabın bir noktasında ortaya çıkan bir karakterdi. Ama bu kitapta kitap baştan sonra Nevzat'ın zihninin etrafında dönerek ve onun ben diliyle anlatmalarıyla şekillenerek ilerliyor. Benim okuduğum kitaplardan farkı sanırım bu ve tarihi ögeler idi. Ahmet Ümit'in mitoloji sevgisini ve merakını onu tanıyan ve kitapları...

Agatha Christie - Acı Kahve İncelemem

Acı Kahve aslında Agatha Christie'nin bir oyunudur. 1930 senesinde yazılmış ve sahnede uzun yıllar bu oyun oynanmıştır. Bu Agatha'nın ikinci büyük yükselişidir. Aynı zamanda da ilk yazdığı oyun senaryosudur. Roman versiyonu orijinal metin değildir. Yani okuduğumuz bu kitap Agatha'ya ait bir fikirdir. Cümleler ona ait değildir. Romanlaştırma, Avustralya doğumlu yazar ve klasik müzik eleştirmeni Charles Osborne tarafından yapılmıştır. Kısaca konusu şudur: Bir bilim adamı olan Sir Claud Amory atom patlayıcısı için bir formül geliştirmektedir ama bu formul çalınır. Tabii ki bu hırsızlığı çözecek kişi Agatha'nın her kitapta neredeyse olan Hercule Pairot'tan başkası değildir. Ev halkı şunlardan oluşuyor: Claud'un kız kardeşi Caroline, yeğeni Barbara, oğlu Richard, Richard'ın İtalyan karısı Lucia, sekreteri Edward Raynor ve Lucia'nın eski arkadaşı Dr. Carelli. Burada güzel bir oyun oynanır. Bir kahve siparişi edildiği esnada, Claud bu formülü çalan kişinin ışık...