22 Mayıs 2013 Çarşamba

TÜRK EDEBİYATININ MOZART'I SABAHATTİN ALİ

       Moralimin çok bozuk olduğu dönemlerden birindeydim, hani dokunsalar ağlayacağım derler ya aynen öyle. Melankolikliğin zirvesi. Herşey üst üste geldi sanırım yine diye düşündüğümüz zamanlardan.İnsanların stres atmak için yapacağı birçok şey vardır.Kimisi alışveriş yapar, kimisi arkadaşlarıyla buluşup onlara içini döker.Ben ise biraz farklıyım galiba kitap okurum.Kitap beni çok rahatlatır.Bazen çok eğlenceli kitapları okuyup eğlenirim, bazen de duygusal ya da drama tarzında kitaplar okuyup 'Yok yok senden daha kötüleri de varmış.' deyip stres atarım.O gün işte ikincisine örnek verebileceğim bir adamla ve kitapla tanıştım.Kızının tabiri ile Türk Edebiyatı'nın Mozartı Sabahattin Ali.Öyle bir yazar ki , onun hakkında Yaşar Kemal ' Eğer o Kuyucaklı Yusuf'u yazmasaydı, ben İnce Memed'i yazamazdım.' demiştir.Onu tanıdığım kitabı da Kürk Mantolu Madonna.
       Üniversite günlerim pek hareketli, pek eğlenceli geçmedi aslında.Ama çok fazla kitap okuduğuma eminim.Derslerde bile hoşuma gitmeyen bir ders varsa kesinlikle onu kitap okuyarak doldururdum.
       Hafta sonu eğer elimdeki kitapları bitirdiysem, çarşıya kitap almaya giderdim.Kitap önerilerini hep zevkine güvendiğim arkadaşlarıma sorarak yapardım.O günde çok uzaktaki bi kız arkadaşıma sordum.Hiç düşünmeden bana 'Kürk Mantolu Madanno' dedi.Okumaya başladım ve sanırım çoğu insanın yaptığı gibi bende bu kitabı bi günde bitirdim.Üniversitedeki arkadaşlarımdan da yaklaşık 10 tanesi daha benden sonra bitirdi.Gerçekten kitap muhteşemdi.Hemen merak ettim,  kimdir bu Sabahattin Ali diye araştırmaya koyuldum.
Filiz Ali
       İlk önce bu işe Şehirler ve Yüzler adlı belgeseli izleyerek başladım.Kızı Filiz Ali herşeyi o zamanki saf çocuk gözüyle çok güzel anlatmış.10 yaşında iken babasını kaybetmiştir.Belgeseli izlemek için tıklayınız.


Sabahattin Ali
       1907 senesinde Edirne'de doğmuş.Babası Piyade Yüzbaşı olmasından dolayı birçok il görmüş.Yazı hayatına şiir ile başlar.Hece vezniyle ve halk şiirinin izleri görülen şiirleri Çağlayan adlı dergide 1926 senesinde yayınlanmıştır.Amatör fotoğrafçılıkta yapmıştır.1928 senesinde bir sınavı kazanarak Almanya'ya gitmiş ve orada iki yıl okumuş. Orhaneli'nde ilkokul, Aydın ve Konya'da Almanca öğretmenliği yapmış.1930'da senesinde ilk öyküsü olan 'Bir Orman Hikayesi' Resimli Ay'da yayınlanmıştır.
       1932 senesinde Atatürk aleyhine bir şiir yazdığı iddiası ile tutuklanmış ve bir yıl mahkum olmuş.Cumhuriyet'in 10.yıl dönümü olduğundan dolayı çıkan aftan yararlanmış.Varlık dergisinde yayımladığı 'Kanal', 'Kırlangıçlar', 'Arap Hayri', 'Pazarcı', 'Kağnı' gibi öyküleriyle dikkat çekmiştir.Tekrar öğretmenliğe devam etmek istemiş ama eski düşüncelerinden vazgeçtiğinin göstermesini istemişlerdir.Bunu üzerine 'Benim Aşkım' adında Atatürk'e bağlılığını gösteren bir şiir yapmıştır.Bunun üzerine özlediği mesleğine geri dönmüş ve Ankara'da çalışmaya başlamıştır.1934 senesinde halk şiirlerinden esenlenerek yazdığı Dağlar ve Rüzgar adlı şiir kitabı büyük bir ilgi uyandırmıştır.Bu son şiirle ilgilenişi olmuş bundan sonra sadece öykü ve roman yazmaya başlamıştır.
        Şarkı dünyasına da bestelenen birçok şiiri olmuştur.Bunlardan birkaçı Edip Akbayram - Aldırma Gönül , Zülfü Livaneli - Eşkıya Dünyaya , Zülfü Livaneli - Leylim Ley , Volkan Konak - Göklerde Kartal Gibiydim , Sezen Aksu - Çocuklar Gibi , Ahmet Kaya - Geçmiyor Günler , Sezen Aksu - Benim Meskenim Dağlardır ve bunlar gibi daha onlarcası vardır.
Aliye Hanım

       1935 senesinde Aliye Hanım ile evlenmiştir.1936 senesinde askere gitmiş ve 1937 senesinde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir.Gene aynı senede ilk romanı olan Kuyucaklı Yusuf'u çıkarmıştır.Bu romanında Anadolu insanının yaşayışı ve düşünüşü üzerinde durmuştur.Romanındaki bilgileri asılsız bir ihbar nedeniyle yattığı 3 aylık hapis hayatı döneminde ve öğretmenlik yaptığı Anadolu'nun çeşitli yerlerinde toplamış.Askerliğini Eskişehir'de tamamlamış.1940'ta tekrar askere çağrılmış.1941 senesinde Ankara Devlet Konservatuarı'nda 4 yıl Almanca öğretmenliği yapmış.
Marko Paşa adlı siyasal mizah dergisi
       1940 senesine geldiğimizde İçimizdeki Şeytan adlı eserini çıkarmış.Bu kitapta Macide ve Ömer isminde 2 karakter ile birlikte toplumsal düzeninin kişiler üzerindeki baskınlığını göstermiştir.Dönemin milliyetçi yazarlarından Nihat Atsız'ı hakkında yazdığı hakaret dolu yazısından dolayı dava açmış ve kazanmış.Ama daha sonra nedendir bilinmez görevinden alınmıştır.Aziz Nesin ve Rıfat Ilgıaz ile Marko Paşa adlı mizah dergisini çıkarmışlar.Bu dergide İsmet İnönü ile alay edildiği iddiası ile 3 ay hapis yatmıştır.1943 senesine geldiğimizde Kürk Mantolu Madonna adlı romanını yayınlamıştır.Bu kitabında Raif Efendi ve Maria Puder arasındaki ilişkiyi anlatmaktadır.Kitap halen en çok satan kitaplar arasında yerini korumaktadır.Bu aynı zamanda onun son romanı olmuştur.Eserleri birçok dile çevrilmiştir.Rusça,Sırpça,Lehçe,Çekçe,Almanca,İspanyolca ve Fransızca bunlardan bazılarıdır.
Kürk Mantlu Madanno'daki Madonna Della Arpie tablosu
       Bir başka dava nedeniyle tekrar 3 ay hapiste yatmıştır.Çıktıktan sonra çok zor durumlara düşmüş, yazacak yer dahi bulamamıştır.Yurt dışına çıkmak istemiş ancak kendine pasaport verilmemiştir.İzin çıkmadığı için Bulgaristan'a kaçmak ister ve Ali Ertekin adında bir kaçakçıyla anlaşır.Bu anlaşma onu kendi eliyle ölüme götürmüştür.Ertekin, onu 'milli hislerimi tahrik etti' gerekçesiyle önce boğarak daha sonra kafasına sopa ile vurarak öldürmüştür.Ceset, Bulgaristan'da daha sonradan şaibeli bir şekilde bulunur.Ali Ertekin, Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanır ve adam öldürmenin cezası 18-24 yıl arası olmasına rağmen, 4 yıl hüküm giyer. Ali'nin  yakın çevresi, Kırklareli'nde Milli Emniyet tarafından sorgulanırken işkence sonucu öldüğünü ve Ertekin'i paravan olarak kullandığını iddia etsede bunu hiçbir zaman kanıtlayamadı.Ertekin, 4 yıl hüküm giymiş olmasına rağmen birkaç hafta sonra aftan yararlanarak hapisten çıkmıştır. 
     
       
       
      


10 yorum:

  1. Güzel bir araştırma olmuş. Kendi yorumların da güzel. Yazılarını takip ediyorum. İleride daha da iyi olacak. Bunu şimdiden görüyorum.

    YanıtlaSil
  2. Yeni yazında Necip Fazıl'ı da araştırmanı tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aklımdaki isimlerden biri..neden olmasın...

      Sil
  3. enee cok severimki ben bu adamı... en basarılısından olmus en en büyüskünün kocamanından! :)

    YanıtlaSil
  4. uyyyyyy! Kurbanım sana....
    Güzellllll Olmuşşşşşşşş....

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yorum olmuş. başarılarının d evamını dilerim.

    YanıtlaSil
  6. süper olmuş....

    YanıtlaSil
  7. Çok güzel yorumlamışsınız.

    YanıtlaSil
  8. Ilkkez bi yaziyo sonuna kadar merak ederek okudum kalemin güçlü ve hafizan hep derin düşüncelerle dolu olsun... devamını heyecanla bekliyor olacağım.

    YanıtlaSil