Ana içeriğe atla

Daniel Keyes - Algernon'a Çiçekler İncelemem

Daniel Keyes, Amerikalı bir yazardır. Psikoloji mezunu bir yahudidir. 86 sene yaşayan yazar, 2014 yılında hayatını kaybetmiştir.

2000 yılında Amerika Bilim kurgu ve Fantastik Yazarları tarafından Emeritus Yazar ödülüne layık görülmüştür. Hugo, Nebula, Kurd Lasswitz, Seiun, Locus diğer kazandığı önemli ödüllerdir.

Algernon'a Çiçekler kitabı onun en önemli eseridir. 2004 yılına kadar 27 dile çevrilmiş, 30 ülkede yayımlanmış ve 5 milyondan fazla kopya satmıştır. "Bir şey bana bunun bir çizgi roman senaryosundan daha fazlası olması gerektiğini söyledi ve bu kitap en sonunda bu şekle dönüştü." cümlesini bu kitabı yazışı ile alakalı olarak kullanmıştır. Bu kitap deneysel bir ameliyat geçiren ve etkileri geçmeden önce kısa bir sürede dahi olan zihinsel engelli bir adam olan Charlie'nin ilerleme raporları olarak yazılmıştır. Bu öykü sonra yukarıda da belirttiğim gibi dönüşerek roman halini almıştır.

Kitaptaki başarı onun öğretmenlik yaptığındaki dönemdeki notları ve psikolojik bilgi altyapısının birleşmiş halinin mükemmel yansıması olarak yorumlanabilir. Bir lisede öğretmen olan Keyes, zihinsel olarak engeli olan ama yetenekli öğrencilere ders vermiştir. Yani kitaptaki Charlie onun kendi kurgusal öğrencisidir ve kendi kendisine böyle birisi zekasal olarak bir şeyler kazanabilir mi sorusu ona bu kitabı yazdırmıştır. Bu merak işte bu muhteşem eserin ortaya çıkmasına kısaca vesile olmuştur.

Keyes, Aristo'nun Poetika kitabındaki, bir trajedinin yalnızca soylular için gerçekleşebileceğini belirten vecizesinden ilham aldığını söylemiştir. İşte soylu değil de zihinsel engelli birini kitapta ana karakter yapmasının temel nedeni buydu.

Keyes'in zihinsel engelli öğrencilerinden bir tanesi başarılı olduğunda onun diğer sağlıklı öğrencilerin sınıfına geçmesi gerektiğini okul yönetimine sorduğunda bu teklifi red yemiştir. Daha sonra bu öğrenci zihinsel engelli öğrencilerin bulunduğu sınıfta öğrenimine devam etmiş ve ilgisizlikten öğrendiği ilk şeyleri bile kaybettiğine şahit olmuştur. İşte bu kitabın altyapılarından bir tanesi de bu anıdır.

Algernon'a Çiçekler kitabının 1968 yapım Charly adında bir filmi vardır. Filmde başrol oyuncusu Cliff Robertson'un performansı ile en iyi erkek Oscar ödülü kazanmıştır.

Algernon kimdir? Algernon, kitapta zekasını artırmak için ameliyat geçiren bir laboratuvar faresidir. Bu ismi kullanma nedeni ise şair Algernon Charles Swinburne'den esinlenerek gelmektedir. Yine Nemur ve Strauss, Keyes'in lisansüstü okulda tanıştığı profesörlerin adlarıdır.

Kitabın konusu kısaca şudur: Charlie Gordon, 32 yaşında ve IQ'su sadece 68'dir. Bazı profesörler zeka gelişimi ile ilgili insan denek ararlar. Algernon isimli farede başarılı olan bu deney Charlie Gordon için denenecektir ve gerçekten de zekasal gelişim sağlanır. Charlie'nin IQ'su sonraki üç ay içinde 185'e ulaşır. Zekasının gelişmesi kişisel ilişkilerine kadar birçok şeyi değiştirir ve olaylar gelişir. Kısaca psikolojik ögelerin yoğunlukta olduğu bir bilim kurgu, fantastik eser olarak yorumlamak bence doğru olacaktır.

Kitabın Charlie'nin bakış açısından anlatılıyor olması kalitesini kesinlikle arttırmış. Bazı yerlerde özellikle zekasal geçişler sizi fazlası ile tatmin edecektir. Bu geçişleri yazar da mükemmel kurgulamış. İlk başlarda zekası düşük olduğu için güvenilmez bir anlatıcı olan Charlie, sonradan zekanın artması ile saygınlığını bize geçirmiştir. İronik ve dramatik tarafları da doğal olarak bu geçişlerde görürüz.

Charlie'nin cinsel arzularını anlamak ve ifade etmek için mücadele ettiği roman bölümlerinden dolayı birçok ülkede sansüre özellikle de Amerika'da sansür yemiştir.

Hikaye iyi ki romana dönüşmüş ve bizde bu kitabı iyi ki okumuşuz. Özellikle bilim kurgu, fantastik kitap sevenler okusun.

Kitaba puanım 10.

Yorumlar

  1. Yorumunuz için teşekkürler. İyi ki okumuşum dediğim, etkileyici kitaplardan biriydi.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ali Bektaş ve Gün Yüzü kitabı incelemem

Ali Bektaş, bence edebiyat dünyasının gerçek bir neferi. Kendisi ile bilen iyi bilir ki güzel bir dostluğumuz ve bidünyakitap çatısı altında da ortak bir çalışma alanımız var. İncelemeyi şunu belirtmeliyim ki; ne yazar, ne de kitap bazında objektif düşünce dışında yazmayacağım, bunu incelemeyi okuyan okur dostlarımın bilmesini her şeyden evvel rica ederim. Kitap yazmanın değil, basmanın bile zor olduğu bir dönemde yayınevi açarak bence büyük bir cesaret önderi olarak da ben Ali Bektaş'ı hep yorumlamışımdır. Kitap dünyasına girenler aslında nahif olması gereken bu dünyada çok fazla torpil vs döndüğünü de bence iyi bilir. Benim istediğim oranda kitabın basılır, benim organize edeceğim sadece etkinliklere katılabilirsin, benim istediğim sene dolmadan başka yayınevine geçemessin, ikinci baskı problemleri, editöryel, kapak tasarımı ile ilgili problemler, baskıda kalitesizlikler, ilgisiz yayınevleri vs vs. Saymakla bitmez. Bu dünyanın kitap grubu kurduktan sonra bende çok merkezine oturm...

Ahmet Ümit - Yırtıcı Kuşlar Zamanı İncelemem

Ahmet Ümit'i artık herkes çok iyi tanıyor, o nedenle uzun uzun onu anlatmayacağım. Polisiye denilince bence açık ara ülke edebiyatımızın yetiştirdiği en önemli isim. Bu kitapta da bu kalitesini yine tatmin edici ölçüde ortaya koymuş. Daha önce Ahmet Ümit'in 2 kitabını okumuştum. Bunlar Kayıp Tanrılar Ülkesi ve Patasana kitapları idi. Bu iki kitabı daha çok sevdim. Bu kesin. Hatta kendimce doğal olarak Ahmet Ümit polisiyesi birbirine çok benzeyen iki kitap olduğu için yani tarihi ögelerin olduğu bir kurgu olduğundan dolayı bu şekilde hep sanırım yazıyor diye bende bir düşünce oluşmuştu. O iki kitapta ana kahramanlar Başkomiser Nevzat değildi. Nevzat, sonradan kitabın bir noktasında ortaya çıkan bir karakterdi. Ama bu kitapta kitap baştan sonra Nevzat'ın zihninin etrafında dönerek ve onun ben diliyle anlatmalarıyla şekillenerek ilerliyor. Benim okuduğum kitaplardan farkı sanırım bu ve tarihi ögeler idi. Ahmet Ümit'in mitoloji sevgisini ve merakını onu tanıyan ve kitapları...

Agatha Christie - Acı Kahve İncelemem

Acı Kahve aslında Agatha Christie'nin bir oyunudur. 1930 senesinde yazılmış ve sahnede uzun yıllar bu oyun oynanmıştır. Bu Agatha'nın ikinci büyük yükselişidir. Aynı zamanda da ilk yazdığı oyun senaryosudur. Roman versiyonu orijinal metin değildir. Yani okuduğumuz bu kitap Agatha'ya ait bir fikirdir. Cümleler ona ait değildir. Romanlaştırma, Avustralya doğumlu yazar ve klasik müzik eleştirmeni Charles Osborne tarafından yapılmıştır. Kısaca konusu şudur: Bir bilim adamı olan Sir Claud Amory atom patlayıcısı için bir formül geliştirmektedir ama bu formul çalınır. Tabii ki bu hırsızlığı çözecek kişi Agatha'nın her kitapta neredeyse olan Hercule Pairot'tan başkası değildir. Ev halkı şunlardan oluşuyor: Claud'un kız kardeşi Caroline, yeğeni Barbara, oğlu Richard, Richard'ın İtalyan karısı Lucia, sekreteri Edward Raynor ve Lucia'nın eski arkadaşı Dr. Carelli. Burada güzel bir oyun oynanır. Bir kahve siparişi edildiği esnada, Claud bu formülü çalan kişinin ışık...